Altun: Türkiye’de birtakım zevatın başarılarımızdan rahatsızlık duymasını anlayamıyoruz
Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığı binasında Türkiye’nin tarihi, kültürel, toplumsal, insani, coğrafik, ekonomik, teknolojik, askeri üzere alanlarda tarihinden coğrafyasına, kültürel zenginliklerinden kamu hizmetlerine kadar geniş bir yelpazede hem yazılı tıpkı vakitte görsel olarak sunan Türkiye Kitabı’nın tanıtımı ve ‘Türkiye Yüzyılının başlangıcı’ olarak nitelendirilen devirde Türkiye’nin iktisat, sıhhat, adalet, eğitim, dış siyaset, terörle gayret, güç, ulaştırma, teknoloji, irtibat ve savunma sanayii başta olmak üzere tüm alanlarda Türkiye’nin attığı adımları ve tanıtımını içeren Türkiye Yüzyılı’nda Türkiye Programı düzenlendi. Kelam konusu Türkiye Kitabı Tanıtımı ve Türkiye Yüzyılı’nda Türkiye Programı’na İrtibat Lideri Fahrettin Altun’un yanı sıra, ilgili kurum ve kuruluşların temsilcileri ile epey sayıda akademisyen de katıldı.
İletişim Lideri Altun burada yaptığı konuşmada, Bağlantı Başkanlığı olarak ulusal ve memleketler arası seviyede bütünlüklü ve kuşatıcı bir bağlantı stratejisi çerçevesinde proje ve faaliyetlerini yürüttüklerini tabir ederek, ”Türkiye markasının daha da güçlendirilmesi hiç kuşkusuz en kıymetli görevimiz. Bu bağlamda milletlerarası alanda ülkemizin isminin ‘Türkiye’ olarak kullanmasının yaygınlaşmasını son derece kıymetli görüyoruz ve çalışmalarımızı bu doğrultuda yürütüyoruz” dedi.
‘Uluslararası medya kuruluşlarına ülkemizin ismini Türkiye olarak kullanmaları davetinde bulunuyoruz’
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Coğrafik İsimler Kurulu’nun Türkiye kullanmasına geçtiğini hatırlatan Altun, “normal olarak yabancı lisanlarda ülkemizin isminin yanlışsız bir biçimde ‘Türkiye’ olarak kullanmasının yaygınlaşması bununla birlikte, global teknoloji şirketlerinin ve medya kuruluşlarının sürece dahil edilmesiyle mümkün. Kendileri ile bu doğrultuda görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Buradan bütün milletlerarası medya kuruluşlarına bu toplantı vesilesiyle sesleniyorum: Lütfen, ülkemizin ismini en gerçek biçimiyle, Türkiye olarak kullanın, öteki biçimde kullanmayın” diye konuştu.
‘Türkiye’ ibaresinin memleketler arası alandaki kullanması çerçevesinde birfazlaca memleketler arası irtibat kampanyası düzenlediklerini aktaran Altun, “Ülkemiz hakkında son derece ayrıntılı bilgiler ihtiva eden bu değerli yapıttır. Türkiyemizin marka kıymetine katkı yapacak bir çalışmadır. Bu eser bununla birlikte dezenformasyonla uğraş çerçevesinde Türkiye hakkında manipülatif ayrıntıların yayılmasının önüne geçilmesi noktasında da kıymetli bir referans, kaynak teşkil edecektir” tabirlerini kullandı.
Altun, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde iktisat, sıhhat, adalet, eğitim, dış siyaset, terörle uğraş, güç, ulaştırma, teknoloji, bağlantı ve savunma sanayii başta olmak üzere tüm alanlarda büyük ilerlemeler kaydettiğini lisana getirerek, “Bu atılımlar hiç kuşkusuz ülkemizin refahını, huzurunu, kalkınmasını, demokrasisini ve güvenliğini garanti altına aldı ve bağımsızlığımızı pekiştirdi. Ülkemiz bu gelişmelerle beraberinde bölgesel ve global barış ve istikrar noktasında merkezi bir aktör haline geldi” değerlendirmesini yaptı.
Altun, konuşmasına şöyleki devam etti:
“Cumhurbaşkanımızın Türkiye Kitabı’nın takdiminde de söz ettiği üzere, ‘Büyük ve kuvvetli Türkiye’ davasını, daha adil bir dünya ideali ile yürüten Türkiye, insani yardımdan barış diplomasisine, ortaya koyduğu ‘Türkiye modelleri’ ile dünyaya örnek oluyor. Cumhurbaşkanımızın söylemiş olduği üzere, ‘Küresel ve bölgesel sıkıntılardaki olumlu katkılarımızı artırarak sürdürecek, barış ve iş birliği kapılarını sonuna kadar zorlayacağız.’ Bugün Rusya-Ukrayna savaşında barış için Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu barış diplomasisini, çabasını tüm dünya takdir ediyor.”
‘Büyük ve kuvvetli Türkiye’nin inşası için çalışırken, memleketler arası ortamda da barışın, istikrarın ve adaletin sağlanması için çaba gösterdiklerini savunan Altun, “Cumhurbaşkanımızın liderliği bu noktada en büyük avantajımız olmaktadır. Ülkemizin geniş diplomatik kapasitesi de bölgesel ve global gelişmeleri etkileme ve yönlendirme gücümüzü artırmaktadır. Bu güç, dünyadaki çabucak her gelişmede ülkemizi fikri sorulan, ne yapacağına bakılan merkezi aktör haline getirmektedir” dedi.
‘Başarılarımızın Türkiye karşılarını rahatsız ettiğini biliyoruz’
Altun, Türkiye’nin artık kendi silahını, tankını, helikopterini, gemilerini, insansız hava araçlarını üreten, her yıl milyarlarca dolar savunma sanayii ihracatı yapan bir ülke haline geldiğini söylemiş oldu:
“normal olarak bu başarılarımızın Türkiye zıtlarını rahatsız ettiğini biliyoruz. Türkiye’nin milletlerarası alandaki Türkiye düşmanlıklarının bu rahatsızlığını anlayabiliyoruz. Onlar, ‘Büyük ve kuvvetli’ Türkiye’nin kendilerinin kötücül memleketler arası projeleri için bir mani teşkil ettiğini hayli uygun biliyorlar. Temel prestijiyle anlamakta zorlandığımız konu da Türkiye’de siyaset yaptığını söyleyen birtakım zevatın savunma sanayii alanındaki atılımlarımızdan, geldiğimiz noktadan rahatsızlık duymaları. Bunu anlayamıyoruz. Savunma sanayimizle bu alana pahalı katkılarda bulunan yerli ve ulusal girişimcilerimizle gurur duyuyoruz. Tehditlere de asla kulak asmıyoruz. Çünkü yapılan değerlendirmelerde görüyoruz ki örtülü bir biçimde vakit zaman da açık biçimde bizlere tehditler savuruluyor. Bu tehditlere asla ve asla prim vermiyoruz, kulak asmıyoruz. Bunun da bu biçimde bilinmesini istiyoruz.”
Program, Altun konuşmasının akabinde oturum başkanlığını Prof. Dr. Aygün Attar’ın yaptığı Tarihin Derinliklerin Türkiye başlıklı 1. oturum ile devam etti.
Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığı binasında Türkiye’nin tarihi, kültürel, toplumsal, insani, coğrafik, ekonomik, teknolojik, askeri üzere alanlarda tarihinden coğrafyasına, kültürel zenginliklerinden kamu hizmetlerine kadar geniş bir yelpazede hem yazılı tıpkı vakitte görsel olarak sunan Türkiye Kitabı’nın tanıtımı ve ‘Türkiye Yüzyılının başlangıcı’ olarak nitelendirilen devirde Türkiye’nin iktisat, sıhhat, adalet, eğitim, dış siyaset, terörle gayret, güç, ulaştırma, teknoloji, irtibat ve savunma sanayii başta olmak üzere tüm alanlarda Türkiye’nin attığı adımları ve tanıtımını içeren Türkiye Yüzyılı’nda Türkiye Programı düzenlendi. Kelam konusu Türkiye Kitabı Tanıtımı ve Türkiye Yüzyılı’nda Türkiye Programı’na İrtibat Lideri Fahrettin Altun’un yanı sıra, ilgili kurum ve kuruluşların temsilcileri ile epey sayıda akademisyen de katıldı.
İletişim Lideri Altun burada yaptığı konuşmada, Bağlantı Başkanlığı olarak ulusal ve memleketler arası seviyede bütünlüklü ve kuşatıcı bir bağlantı stratejisi çerçevesinde proje ve faaliyetlerini yürüttüklerini tabir ederek, ”Türkiye markasının daha da güçlendirilmesi hiç kuşkusuz en kıymetli görevimiz. Bu bağlamda milletlerarası alanda ülkemizin isminin ‘Türkiye’ olarak kullanmasının yaygınlaşmasını son derece kıymetli görüyoruz ve çalışmalarımızı bu doğrultuda yürütüyoruz” dedi.
‘Uluslararası medya kuruluşlarına ülkemizin ismini Türkiye olarak kullanmaları davetinde bulunuyoruz’
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Coğrafik İsimler Kurulu’nun Türkiye kullanmasına geçtiğini hatırlatan Altun, “normal olarak yabancı lisanlarda ülkemizin isminin yanlışsız bir biçimde ‘Türkiye’ olarak kullanmasının yaygınlaşması bununla birlikte, global teknoloji şirketlerinin ve medya kuruluşlarının sürece dahil edilmesiyle mümkün. Kendileri ile bu doğrultuda görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Buradan bütün milletlerarası medya kuruluşlarına bu toplantı vesilesiyle sesleniyorum: Lütfen, ülkemizin ismini en gerçek biçimiyle, Türkiye olarak kullanın, öteki biçimde kullanmayın” diye konuştu.
‘Türkiye’ ibaresinin memleketler arası alandaki kullanması çerçevesinde birfazlaca memleketler arası irtibat kampanyası düzenlediklerini aktaran Altun, “Ülkemiz hakkında son derece ayrıntılı bilgiler ihtiva eden bu değerli yapıttır. Türkiyemizin marka kıymetine katkı yapacak bir çalışmadır. Bu eser bununla birlikte dezenformasyonla uğraş çerçevesinde Türkiye hakkında manipülatif ayrıntıların yayılmasının önüne geçilmesi noktasında da kıymetli bir referans, kaynak teşkil edecektir” tabirlerini kullandı.
Altun, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde iktisat, sıhhat, adalet, eğitim, dış siyaset, terörle uğraş, güç, ulaştırma, teknoloji, bağlantı ve savunma sanayii başta olmak üzere tüm alanlarda büyük ilerlemeler kaydettiğini lisana getirerek, “Bu atılımlar hiç kuşkusuz ülkemizin refahını, huzurunu, kalkınmasını, demokrasisini ve güvenliğini garanti altına aldı ve bağımsızlığımızı pekiştirdi. Ülkemiz bu gelişmelerle beraberinde bölgesel ve global barış ve istikrar noktasında merkezi bir aktör haline geldi” değerlendirmesini yaptı.
Altun, konuşmasına şöyleki devam etti:
“Cumhurbaşkanımızın Türkiye Kitabı’nın takdiminde de söz ettiği üzere, ‘Büyük ve kuvvetli Türkiye’ davasını, daha adil bir dünya ideali ile yürüten Türkiye, insani yardımdan barış diplomasisine, ortaya koyduğu ‘Türkiye modelleri’ ile dünyaya örnek oluyor. Cumhurbaşkanımızın söylemiş olduği üzere, ‘Küresel ve bölgesel sıkıntılardaki olumlu katkılarımızı artırarak sürdürecek, barış ve iş birliği kapılarını sonuna kadar zorlayacağız.’ Bugün Rusya-Ukrayna savaşında barış için Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu barış diplomasisini, çabasını tüm dünya takdir ediyor.”
‘Büyük ve kuvvetli Türkiye’nin inşası için çalışırken, memleketler arası ortamda da barışın, istikrarın ve adaletin sağlanması için çaba gösterdiklerini savunan Altun, “Cumhurbaşkanımızın liderliği bu noktada en büyük avantajımız olmaktadır. Ülkemizin geniş diplomatik kapasitesi de bölgesel ve global gelişmeleri etkileme ve yönlendirme gücümüzü artırmaktadır. Bu güç, dünyadaki çabucak her gelişmede ülkemizi fikri sorulan, ne yapacağına bakılan merkezi aktör haline getirmektedir” dedi.
‘Başarılarımızın Türkiye karşılarını rahatsız ettiğini biliyoruz’
Altun, Türkiye’nin artık kendi silahını, tankını, helikopterini, gemilerini, insansız hava araçlarını üreten, her yıl milyarlarca dolar savunma sanayii ihracatı yapan bir ülke haline geldiğini söylemiş oldu:
“normal olarak bu başarılarımızın Türkiye zıtlarını rahatsız ettiğini biliyoruz. Türkiye’nin milletlerarası alandaki Türkiye düşmanlıklarının bu rahatsızlığını anlayabiliyoruz. Onlar, ‘Büyük ve kuvvetli’ Türkiye’nin kendilerinin kötücül memleketler arası projeleri için bir mani teşkil ettiğini hayli uygun biliyorlar. Temel prestijiyle anlamakta zorlandığımız konu da Türkiye’de siyaset yaptığını söyleyen birtakım zevatın savunma sanayii alanındaki atılımlarımızdan, geldiğimiz noktadan rahatsızlık duymaları. Bunu anlayamıyoruz. Savunma sanayimizle bu alana pahalı katkılarda bulunan yerli ve ulusal girişimcilerimizle gurur duyuyoruz. Tehditlere de asla kulak asmıyoruz. Çünkü yapılan değerlendirmelerde görüyoruz ki örtülü bir biçimde vakit zaman da açık biçimde bizlere tehditler savuruluyor. Bu tehditlere asla ve asla prim vermiyoruz, kulak asmıyoruz. Bunun da bu biçimde bilinmesini istiyoruz.”
Program, Altun konuşmasının akabinde oturum başkanlığını Prof. Dr. Aygün Attar’ın yaptığı Tarihin Derinliklerin Türkiye başlıklı 1. oturum ile devam etti.