Dönem periyot ismi A Ulusal Futbol Ekibi için gündeme gelen Kenya Ulusal Grubu Teknik Yöneticisi Engin Fırat, plansız, projesiz ve hazırlıksız yapılacak teknik yönetici değişikliklerinin istikrarı bozacağını söylemiş oldu. Bu tip kararların kamuoyu baskısı kararı hazırlıksız biçimde alındığında sorunlara tahlil getiremeyeceğini belirten tecrübeli teknik adam, Kuntz’un ulusal grubun başına getirilmesinin tartışılabileceğini lakin projesine inandıktan daha sonra alınacak kararların da gerisinde durulmasının değerine işaret etti.
Fırat, “Milli ekibimizin Portekiz’le oynadığı maçtan daha sonra Kuntz’un yaptığı açıklamaları fazlaca sert biçimde eleştirmiştim. Mağlubiyetten daha sonra gurur duymamız gerektiğini söylemesi beni epeyce rahatsız eden açıklamalardı. Hala devir periyot irtibat tarafında problemler yaşandığını da görüyoruz” dedi.
Yarışmacı değil, yetiştirici teknik adam
“Bizim ulusal ekibimiz, futbolun büyük ilgi gördüğü, o denli ya da bu biçimde dünyadaki en yüksek bütçeli liglerden birine sahip, yurtharicinde yaşayan vatandaşlarımız hariç 85 milyonluk bir ülkenin ulusal takımı” diyen Fırat, cümlelerine şu biçimde devam etti:
“bununla birlikte daha evvel muvaffakiyetler hayatış, dünya ve avrupa üçüncülükleri elde etmiş bir grup. Ülkenin de buna uyumlu bir oyun beklemesi kadar olağan bir şey yok. Buna karşılık Hamit Altıntop, eminim âlâ niyetiyle, yarışmacı bir profil yerine yetiştirici bir teknik adam profilinde olan Kuntz’u kadronun başına getirdi. Dün yaptığı açıklamalardan da bu sonucunın ardında olduğunu anlıyoruz. Kesinlikle tamamlamak istedikleri bir proje vardır başlarında.”
“Çözüm aramaya başlamak lazım”
Engin Fırat, ulusal ekip teknik grup ve yönetimcilerinin tenkitleri olgunlukla karşılaması gerektiğini de lisana getirerek, “Kuntz zayıf ekiplerle oynasa da, yüksek bir puan ortalaması var ve ona tenkitler mantıksız geliyor olabilir fakat Lüksemburg ve Faroe Adaları karşısında alınan sonuçlar bizim insanımız için yalnızca tabelada yazan sayılardan ibaret değil. Bu yüzden tenkitleri olgunlukla karşılamak ve tahlil aramaya başlamak lazım. Şayet sorunu dün açıklandıği üzere oyuncu kalitesinde görüyorlarsa, tahminen de daha âlâ taramak, daha hayli araştırmak lazım. Faroe Adaları ya da Lüksemburg üzere ülkeler grup çıkarıp bizi yenebiliyor yahut farklı yaş kategorilerinde bize 3-4 gol atabiliyorsa, pekala biz de kadromuza bakılırsa bir sistem kurgulayıp daha kuvvetli gruplarla çaba edebiliriz. Kıymetli olan projelerin, eksik görülen yerlerin ve gayelerin anlatılabilmesi ve hakikat bağlantının kurulması” sözlerini kullandı.
“Ortaya atılan isimler tutarsız”
A Ulusal Futbol Kadrosu teknik yöneticiliği için ismi geçen isimlerin milletlerarası deneyimlerinin eksik olduğuna da vurgu yapan Fırat, “Beni açıkçası şaşırtan öteki bir mevzu da medyada geçen isimler. Evet, bu gidişatın sorumlusu medya değil fakat bilhassa spor müelliflerimizin, yorumcularımızın biraz daha dengeli olması lazım. Bir yandan Kuntz’u deneyim yeterliliği açısından eleştirirken, başka taraftan hiç bir milletlerarası muvaffakiyet yahut deneyimi olmayan teknik yöneticileri adaylar içinde gösteriyorlar. Hatta bazıları bu isimleri kurtarıcı olarak lanse ediyor. Buna hem şaşırıyor, hem üzülüyorum. Sporun ortasındaki bu profesyonellerimizin verdiği bilgiler ve yaptığı yorumlar taraftarda oluşacak imajları belirliyor. bu biçimde olunca da teknik yönetici kararlarında reyting ve romantizm ön plana çıkıyor. Antrenörlerimizin, atletlerimizin, hakemlerimizin ve yöneticilerimizin göstereceği itina kadar medyamızın göstereceği itina de halkta kesinlikle karşılık bulur ve futbol kültürümüzün gelişmesini sağlar” diye konuştu.
İHA
Fırat, “Milli ekibimizin Portekiz’le oynadığı maçtan daha sonra Kuntz’un yaptığı açıklamaları fazlaca sert biçimde eleştirmiştim. Mağlubiyetten daha sonra gurur duymamız gerektiğini söylemesi beni epeyce rahatsız eden açıklamalardı. Hala devir periyot irtibat tarafında problemler yaşandığını da görüyoruz” dedi.
Yarışmacı değil, yetiştirici teknik adam
“Bizim ulusal ekibimiz, futbolun büyük ilgi gördüğü, o denli ya da bu biçimde dünyadaki en yüksek bütçeli liglerden birine sahip, yurtharicinde yaşayan vatandaşlarımız hariç 85 milyonluk bir ülkenin ulusal takımı” diyen Fırat, cümlelerine şu biçimde devam etti:
“bununla birlikte daha evvel muvaffakiyetler hayatış, dünya ve avrupa üçüncülükleri elde etmiş bir grup. Ülkenin de buna uyumlu bir oyun beklemesi kadar olağan bir şey yok. Buna karşılık Hamit Altıntop, eminim âlâ niyetiyle, yarışmacı bir profil yerine yetiştirici bir teknik adam profilinde olan Kuntz’u kadronun başına getirdi. Dün yaptığı açıklamalardan da bu sonucunın ardında olduğunu anlıyoruz. Kesinlikle tamamlamak istedikleri bir proje vardır başlarında.”
“Çözüm aramaya başlamak lazım”
Engin Fırat, ulusal ekip teknik grup ve yönetimcilerinin tenkitleri olgunlukla karşılaması gerektiğini de lisana getirerek, “Kuntz zayıf ekiplerle oynasa da, yüksek bir puan ortalaması var ve ona tenkitler mantıksız geliyor olabilir fakat Lüksemburg ve Faroe Adaları karşısında alınan sonuçlar bizim insanımız için yalnızca tabelada yazan sayılardan ibaret değil. Bu yüzden tenkitleri olgunlukla karşılamak ve tahlil aramaya başlamak lazım. Şayet sorunu dün açıklandıği üzere oyuncu kalitesinde görüyorlarsa, tahminen de daha âlâ taramak, daha hayli araştırmak lazım. Faroe Adaları ya da Lüksemburg üzere ülkeler grup çıkarıp bizi yenebiliyor yahut farklı yaş kategorilerinde bize 3-4 gol atabiliyorsa, pekala biz de kadromuza bakılırsa bir sistem kurgulayıp daha kuvvetli gruplarla çaba edebiliriz. Kıymetli olan projelerin, eksik görülen yerlerin ve gayelerin anlatılabilmesi ve hakikat bağlantının kurulması” sözlerini kullandı.
“Ortaya atılan isimler tutarsız”
A Ulusal Futbol Kadrosu teknik yöneticiliği için ismi geçen isimlerin milletlerarası deneyimlerinin eksik olduğuna da vurgu yapan Fırat, “Beni açıkçası şaşırtan öteki bir mevzu da medyada geçen isimler. Evet, bu gidişatın sorumlusu medya değil fakat bilhassa spor müelliflerimizin, yorumcularımızın biraz daha dengeli olması lazım. Bir yandan Kuntz’u deneyim yeterliliği açısından eleştirirken, başka taraftan hiç bir milletlerarası muvaffakiyet yahut deneyimi olmayan teknik yöneticileri adaylar içinde gösteriyorlar. Hatta bazıları bu isimleri kurtarıcı olarak lanse ediyor. Buna hem şaşırıyor, hem üzülüyorum. Sporun ortasındaki bu profesyonellerimizin verdiği bilgiler ve yaptığı yorumlar taraftarda oluşacak imajları belirliyor. bu biçimde olunca da teknik yönetici kararlarında reyting ve romantizm ön plana çıkıyor. Antrenörlerimizin, atletlerimizin, hakemlerimizin ve yöneticilerimizin göstereceği itina kadar medyamızın göstereceği itina de halkta kesinlikle karşılık bulur ve futbol kültürümüzün gelişmesini sağlar” diye konuştu.
İHA